top of page

37/40 Düğümleri: Destek, Sadakat, Azim ve Topluluklar

Var olma deneyimimizin güzergahını belirleyen düğümlerimiz, genel olarak hayatlarımızın oynandığı sahneleri ve bu sahneleri renklendiren figüranları temsil ederler. 


İçinden geçtiğimiz ve bizler için dönüştürücü güçleri olan deneyimleri sahneye koyan I’Ching kapıları, yani özellikleridir düğümler. 

Her birimiz, farklı farklı konu ve olaylara, yine farklı pencerelerden şahit olur ve böylece hayat amacımızı tecrübe etmek için hayatın kendisi tarafından destekleniriz


Dolayısıyla düğümlerini, ilerlediğin yöne ve yola şekil veren sahne unsurları, hikayeler ve figüranlar olarak algılayabilirsin. Hayat yolunda yürürken karşılaştığın durumlar, deneyimler, kişiler, sorunlar ve görmen gerekenlere ışık tutar düğümlerin …



37/40: Birbirine zıt kapıların birlikte bir kanal  (süreklilikle deneyimlenen bir potansiyel) oluşturdukları kutuplardan biri var sırada. 


Beden grafiğinde birbirine zıt ama birlikte bir kanal oluşturan 3 kutup vardır. 37/40 bunlardan biri olup ‘Cemiyet/Topluluk’ kanalı olarak adlandırılır. (diğerleri, 23/43 ve 34/20 kanallarıdır)


37'nci kapı: Topluluğun bir Parçası


Topluluk kanalı, bireyi kendinden daha büyük bir oluşumun parçası olmaya iter ve çeker. Dolayısıyla, düğümsel bir kanal olarak, kişinin bulunduğu ve adım attığı ortamlarda toplulukların, grupların ve ortaklıkların bir parçası olma arayışı içerisinde olan insanları barındıracaktır. Kendinden daha büyük bir oluşumun parçası olmayı isteyen insanların var olduğu bir sahnedir burası.


Kabilesel doğaları olan bu iki özellik, destek, sadakat ve ihtiyaç değerleriyle çalışır. İhtiyaçlara dair duygusal dalgalanmalar, 19’uncu kapı üzerinden tetiklenip 49 ve 37 kapılarından doğar. 40, bu ihtiyaç akımının bir parçası değildir. 40, inkar ve sınırlama kapısı olarak geçer; 26 ve 40 kabilesel anlamda inkar ve sınırlama enerjileri taşırlar.

Konuyu biraz açayım. Ego (Kalp) merkezi çok kuvvetli bir motor merkezdir. Yani, enerjisi yoğun ve güçlü olan bir yerdir. Human Design Sistemi’nde ‘ego’, hırs ve azim olarak kullanılır. Buna dayalı olarak, hırs ve azim her daim kullanılabilen enerjiler değildir, öyle değil mi? Hiç bir varlık 7/24 azimle hareket edemez. Hırsın ve azmin dinlenmeye ihtiyaçları vardır. Ego merkezi mide ile bağdaştırılır. Örneğin, midemizi sürekli dolu tutamayız. Dinlenmeye ihtiyaç duyar. 

Bu bağlamda, 40 ve 26 kapıları etrafına ‘beni şimdi rahatsız etme, dinleniyorum’ mesajını veren enerjilerdir. Ama aslında bu mesaj tam olarak doğru değildir. Yani, etrafındakilerin (parçası olduğu toplulukların veya ortaklıkların bireylerinin) 40’a ve 26’ya ‘Aaa tüh, ama sana çok ihtiyacımız vardı çünkü bu konuda çok iyisin. Senden iyisi yok ki!’ diye ego masajı yapınca, bu iki azim özelliğini süreçlerine çekebilme imkanı bulabilirler. :) Bu nedenle 40, ’sınırlama ve inkar’ kapısı olarak geçer.


İhtiyaç, İnkar ve Sınırlama


37/40 ekseninin bir tarafında ihtiyaç bir konudur. Bu kanal, ihtiyaç duymanın duygusal dışavurumudur. Diğer tarafta ise Kalp merkezinden çıkan, inkar ve sınırlama vardır. Bu iki unsur birlikte ‘sosyal alışverişi ve anlaşmaları’ getirir. Örneğin 37/40 evlilikle de bağdaştırılır. Evlilik kavramı da bu temel üzerine kuruludur. (İmzalanan bir anlaşma vardır - ne olursa olsun birlikte sadakat ile, destek ile o yolda ilerleme anlaşması)


Eğer bu düğümlere sahipsen, kendi özünü olduğun gibi yaşama ve potansiyellerini gerçekleştirme tecrübelerine grup içinden geçerek, tribal, yani topluluklara dair konularla karşılaşarak ulaşırsın. Hayatında öğrenmen gereken değerleri getirirler: destek olma, enerjini, azmini grubu veya anlaşmayı yaşatmak için kullanma, duygusal dalgalanmalardan geçme, vs. vs.


37, bir Solar Plexus özelliği olarak, ortamını duygusal yapar. Yani, yükselen ve alçalan dalgalara teslim olmuş bir sahnedir seninkisi. İnişli, çıkışlı … ihtiyaçların yüceltidiği ve inkar edildiği bir ortam. Ve bunun getirdiği bir ‘kararsızlık’ hali; Tedirginlik. Netliğin olmadığı, her şeyin ve herkesin biraz daha ‘bulanık’ bir şekilde hareket ettiği bir sahne. Özüne uygun, yani Strateji ve Otoriteni uyguladığın bir hayat yaşadığında, bu duygusal dalgaların kurbanı olmak zorunda olmadığın bir yolculuk deneyimlersin. Hatta tam tersi, bu tedirginliği kendi yararına kullanabilen biri olursun. Ve buradan doğan derin duygusal farkındalık potansiyeline şahit olursun.


40’a baktığımızda da yine benzer konular var. Azim ile alakalı olan bu özellik, etrafında, parçası oldukları gruba veya ortaklığa destek ve sadık olmak için azimlerini kullanan insanların olduğu anlamına gelir. Aynı zamanda işe ve çalışmaya duyulan bağlılık bu özellikten doğar. Ailesini ve parçası olduğu topluluğu ileriye taşımak adına çalışan, azmini bu anlamda kullanan ama bir yandan da var olanı inkar eden bir kimselerle de dolu olacaktır ortamın.


Bu düğümlere sahipsen, İçsel Otoritesi duygusal olan birisin. (Beden grafiğinde tanımlı bir Solar Plexus var ise, kişinin tipi, profili vs. ne olursa olsun, o merkez HER ZAMAN kişinin İçsel Otoritesinin duygusal olduğunu gösterir.) Senin böyle bir ortamdan yeşerip büyüyebilmenin anahtarı da tam olarak doğru karar vermekten geçer. Yani duygusal kararlar vererek, sabrı öğrenerek hareket etmenden geçer. Kararlarının üzerine uyumak, dalgaların uç noktalarındayken fevri hamlelerde bulunmamak, sana hem duygusal farkındalık, derinlik ve perspektif konularında hem de azim ve maddiyat konularında muazzam potansiyeller getirir! ;)


Ne kadar bilgiye sahip olursan ol, bu basit iki aracı uygulamadığında bu bilgiler hiç bir işe yaramaz ve sadece zihinsel kavramlar olarak kalır. Ama Strateji ve Otoriteni uyguladıkça tatmin edici, başarıyı getiren, huzuru deneyimleten ve sürprizlerle dolu bir yolculuğun olur - ki bu yolculuk güllük gülistanlık olmasa bile! ;) 


Keyifli gözlemlerin olsun, sevgiyle. 🌷


Not: Yazıda kullandığım beden grafiği Japon sanatçı ve müzisyen Yoko Ono'ya ait.


Comments


  • Instagram
  • Facebook
bottom of page